11 Kasım 2014 Salı

Rose mi içiyorsun? Hayır şekerim Blush tercih ediyorum.

Şimdi kafaları kurcalayan çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Rose ya da Blush?

-E bunların ikisi de pembe ama..
-Hem tatlı hem yarı tatlı hem de sek hmmm. Aynı seçenekleri Rose'de de bulmak mümkün..?
-Şekerim gelirken bi şişe Blush alır mısın lütfen.? Hayatım Blush kalmamış Rose var. Mmmüeh bira içelim en iyisi..

Son zamanların ülkemizde yükselen trendi olan Blush şaraplar.. Çeşit çeşit, renk renk desen desen etiketleriyle rafları, sofraları süslüyorlar. Hele bir markanın Pop art dizaynı da  gözümden kaçmamıştı.

Rose ve Blush şaraplar arasında ne fark var?

Cevap: ikisi de aynı.

Maserasyon İşlemi
Konuyu aydınlatmak için okuyucuyu sıkmadan biraz teknik giriş yapmak gerekiyor.  Beklenenin aksine çoğu kırmızı üzümün suyu kırmızı değildir. Severek içtiğimiz, Boğazkere, Öküzgözü, Kalecik karası, Merlot, Cabernet sauvignon hepsi renklerini kabuklarından alırlar. Bu nedenle üreticiler üzümleri saplarından ayırıp taneleri ezdikten sonra şıra uygun renk kıvamına gelinceye kadar kabuklarıyla bekletirler. Buna maserasyon denir. Şarabın rengi ve aroması büyük ölçüde bu işlem sırasında belirlenir. Dolayısıyla kırmızı rengin tonu maserasyonun süresine bağlıdır. Bu süre kırmızı şaraplarda 7-30 güne kadar çıkarken pembe şaraplarda üzüm çeşidine göre bir kaç saat ya da bir iki gün kadar sürebilir. Kabukla az temas daha az kırmızı renk dolayısı ile uçuk kırmızı-pempe tonlar anlamına gelmektedir.

Nota Bene: bazı durumlarda beyaz şaraba kırmızı karıştırarak da pembe yapıldığını unutmayalım.

  
Konuya geri dönersek Blush şarabın tarihi Amerika'da Yalan Rüzgarı dizisinin çekildiği tarihlere, yani seksenli yıllara dayanmaktadır. O dönem Blush şarapların atası olan White Zinfandel adıyla bilinen ve Zinfandel üzümünden yapılan pempe şaraplar çok modadır. Talep o derece artmıştır ki üzüm üreticileri şarap talebini karşılayamayacak duruma gelmiştir. Ancak Rose adıyla bilinen diğer bütün üzüm cinslerinden  üretilen şarap sınıfı demode olmuş ve  eskisi kadar rağbet görmemeye başlamıştır. Bu sıkıntıyı farkeden bazı üreticiler White Zinfandele rakip olarak White Cabernet ve White Merlot'yu piyasa sürmeye başlamışlardır. Zamanla bu çeşitler White Whatever şeklinde gelişerek çeşitlenmiş ve Blush olarak bildiğimiz aslında Rose den hiç bir farkı olmayan bir ürün grubunu doğurmuştur.

Tamamen satış stratejisi üzerine gelişen bu yeni şarap segmenti  2010'lu yıllara gelindiğinde genç-orta yaş beyaz yakalı kızlarımızın gözdesi haline gelecektir. Şarap pazarlamacılığında algı yönetimi çok önemlidir.Aynı şaraba iki farklı fiyat ödeyen bir adamın daha fazla ödediği şarabı daha çok beğendiği gözlenmiştir. Bu nedenle şarabı çok ucuza satmak tüketicinin içtiği şaraptan daha az zevk almasına neden olacağı için ürüne ve tüketicinin alacağı keyifte enflasyona neden olur (Reşit Soley gülsün). Fiyat gibi ürünün lansmanı, şarap şişesinin ve etiketinin tasarımı da tüketici üzerine çok etkili olan parametrelerdir.

Son olarak; Rose şaraplar şarap üretiminin ilk zamanlarından beri yapılagelen, günümüzde ciddi kriterleri olan karakterli şaraplardır.  Ancak Blush olarak isimlendirilen bir şarap için birçok coğrafyada geçerli olan standartlar ve kısıtlamalardan

muaf kalındığı da söylenebilir. Bu da üreticiye esneklik sağlamaktadır (şaraba dışardan şeker eklemek gibi)... 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder